CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gökhan Zeybek, ekonomik koşullar ve erken seçim tartışmalarını değerlendirdi.
Zeybek, erken seçimin kaçınılmaz olduğunu ifade ederken, art arda gelen zamların, yerel seçimlerin ardından iktidarın cezalandırma politikası olduğunu söyledi.
Zeybek, asgari ücrete zam yapılmamasının halkın geçim derdini büyüteceğini vurguladı. Zeybek, “Tabi asgari ücret seviyesinde zam yapılmamış olması özellikle pek çok şirkette, kamuda ya da özel sektörde çalışanların ocak ayından başlayan ücretlerinin, yıl sonuna kadar devam edeceği anlamına geliyor. Türkiye çok hızlı bir biçimde yoksullaşma ve açık sınırın altında ücretle çalışan kesimlerin çoğaldığı bir ülkeye dönüştü. Bugün ülkede en yüksek maaş aldığını düşündüğümüz doktorlar ve mühendisler bile yoksulluk sınırının civarında ya da altında maaş durumunda kaldılar. TÜİK’in açıkladığı gerçek olmayan rakamlar yüzünden zaten hak ettiği enflasyonla orantılı alması gereken artış alamayan emekçiler, çalışanlar bunun yanında 15 milyona yakın emekli açısından önümüzdeki altı ay çok daha zor ve sıkıntılı geçecek gibi gözüküyor. Bunun temel sebebi de ülkedeki uygulanmaya çalışan tasarruf tedbirleri ve bütçedeki kimi açıkların kapatılmasının yüzünün tamamen emekçilerin, çalışanların, emeklilerin sırtına yüklenmiştir. Parlamentoda görüşülen vergi yasaları ve diğer bütün gösteriyor ki zengine dokunmayan bir iktidar var. Çok kazananın elde ettiği gelirlerden vergi almayı asla düşünmeyen bir iktidar var. Elinde dolaylı vergilerle doğrudan doğruya tüm yurttaşları haraca bağlayan bir iktidar. Bunun yanında da vermesi gereken ücretleri ve emekli maaşlarını vermemek için direnen bir iktidar var. Kendi milletine gaddarca davranan ama uluslararası çevrelere, sermaye kuruluşlarının, tefeci piyasasınınsa gönlünü hoş tutmak için her şeyi yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Önümüzdeki yaz sonu ve sonbahar emekliler, işçiler ve çalışan açısından çok zor geçecek” dedi.
Ekonomik koşulların erken seçim isteyenlerin sayısını önemli ölçüde artırdığına dikkat çeken Zeybek, şunları söyledi:
“Ekonomik göstergeler toplum davranışları çok hızlı etkiliyor. Biz yerel seçimlerden hemen sonra Nisan ayında yaptığımız anketlerde yüzde 90 civarında ‘artık bir yerel seçim yaptık ve ülke uzunca bir süre bir genel seçim ihtiyacı yoktur’ diyen seçmen kitleleri tam üç ay geçti. Üçüncü ayın sonunda seçim isteyenlerin oranı yüzde 12’den yüzde 57’ye çıktı. Bu ağustos-eylül ayına geldiğimizde çok daha yükselecek gibi gözüküyor. Milletin iradesi ve milletin taleplerinin karşısında hiç kimsenin durma şansı yok. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’in söylediği gibi geçim yoksa seçim kaçınılmaz hale gelir. Tüm çalışanların bu kademeli vergi sistemi 1. ayda aldığı vergi oranıyla, 12. ayda kendisinin ödemekle yükümlü olduğu vergi miktarları yüzünden giderek daha da yoksullaştığını görüyoruz. Ocak ayında 10 bin lirayla 25 kilogram et alabilen bir emekli temmuz ayında 12 bin 500 lirayla 20 kilogram et alabiliyor. Yani tam altı ay içinde beş kilogram et, bu iktidar tarafından emekçilerin emeklilerin cebinden çalındı ve belli sermaye gruplarına bedel olarak aktarıldı.”
Zeybek, şu ifadeleri kullandı:
“İktidar partisi aslında içine düştüğü girdaptan çıkma konusunda bir yol bulamıyor. Sadece son üç içinde ekonominin başına getirdiği üç tane farklı bakanın izlediği politikalara baktığımızda tam bir savrulmuşluk ve bu savruluşun sonucunda da geniş kitlelerin sırtına binen ağır yükleri görüyoruz. O nedenle burada tabi tasarruf paketiyle birlikte CHP’li belediyelerin cezalandırılması gayretinin olduğunu apaçık görüyoruz. CHP’li belediyeler iktidar tarafından cezalandırılamaz. Cezalandırılacak olan halkın kendisidir. Çünkü evde bakım hizmetinden kent lokantalarına, gıda bankalarından altyapı hizmetlerine, raylı sistem yatırımlarından emeklilere verilecek olan emekli ödeneklerine, öğrenci yurtlarından öğrenci burslarına kadar toplum bütün ki ulaşan CHP’li belediyelerin yapacağı hizmetlerde bir eksilme olmaz. Sadece yeni yapacakları işlerin sayısında bir azalmaya yol açabilirler. Ama kısa sürede biz de bunu yeni geliştireceğimiz projelerle başaracağız. İktidara bir kez daha buradan çağrı yapıyorum. Gittiği yol doğru yol değil. Belediyeleri cezalandırma adı altında milleti cezalandırma yolunu seçerseniz bu millet size sarı kart göstermişti 31 Mart seçimlerinde. Şimdi size olağanüstü bir biçimde kırmızı kartı gösterir. Üstelik bu kırmızı kartın cezası iki maç değil uzun süre sahalara dönmeme cezası olabilir.”