Saadet- Gelecek Partisi ortak grup toplantısında konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP lideri Özgür Özel görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, “Bakalım nereye kadar gidecek bu yumuşama. Gelinen nokta doğru ama temel soru şu? Amaca odaklı mı bu yumuşama kalıcı ve samimi? Geçici ve konjonktürel mi taktiksel mi? Amaca odaklı kalıcı ve samimiyse çok doğru. Ama geçici, konjonktürel ve taktikselse yeni bir çok felaketin habercisi olur.” dedi.
“AK PARTİ İKİNCİ PARTİ KONUMUNA DÜŞMEZSE YAŞANACAK MIYDI?”
Ahmet Davutoğlu, “AK Parti ikinci parti konumuna düşmezse acaba bu yaşanacak mıydı? AK Parti birinci parti olup çoğunluğu almadığı dönemde yani 7 Haziran seçimleri sonrasında anayasa gereği CHP ile görüştük diye hakkımızda trol çeteleri örgütleyenlere sesleniyorum, o zaman AK Parti birinci partiydi şimdi ikinci bir parti olarak edilgen bir şekilde neredeyse mahcup ve mahkum olduğu için böyle bir görüşme yapıyor görüntüsü içinize siniyor mu? Ben söyleyeyim sinsin, seçmenin oyuna saygı göstereceksiniz. Hiçbir yanlış da yok burada, doğru görüyorum. Ne konuştuklarıyla ilgili kamuoyuna yansıyan detayları izledim, doğru görüyorum. Hatta daha da ötesini konuşsunlar. Bunu açsınlar, yaygınlaştırsınlar.” ifadelerini kullandı.
Ahmet Davutuoğlu’nun konuşmasından öne çıkan diğer satırbaşları ise şu şekilde;
“TÜRKİYE’Yİ KUTUPLAŞTIRARAK YÖNETMEYE ÇALIŞAN İTTİFAK VAR”
1970’li yıllarda sol sağ ayrımı içerisinde en azından sağ partiler bir araya geliyordu. Sol sağ gerilimi cepheleşmeler, 1970’li yılların sonunda bir ihtilale kadar götürdü ülkeyi, Demirel ve Ecevit bir araya gelemediler iki lider olarak. Diğer liderlerde birbirlerini anlayamadılar. 90’lı yıllarda liderler bir araya gelemediği için 28 Şubat’a gelindi.
8 yıldır Türkiye’yi kutuplaştırarak yönetmeye çalışan bir ittifak var. Siyasi hayatım boyunca hep bu yumuşamaları destekledim. Tarih 2015, 7 haziran sonrası görev verildi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük. İhanetle suçlandık. Ve pelikan yapılanması ilk o zaman başladı. Sanki bir suçmuş gibi bir kampanya yürütüldü. Birileri Türkiye’nin bir noktada birleşmesini istemediği için bütün gücüyle üstümüze geldiler. Sonra 2016 yaşandı. İki gün sonra Sayın Cumhurbaşkanı’na şu tavsiyede bulundum. Bütün siyasi liderleri bir araya getirin. Türkiye’de yeni bir siyasi dönem başlatın. Çok iyi hatırlarlar kendileri. O zaman bütün siyasi liderler bir araya gelip, bu ülkede biz bir daha darbe yaptırmayacıız deselerdi, son 8 yılın siyasi ve ekonomik felaketleri yaşanmazdı. Hukuk yerle bir edilmez, bir grup çete devlete musallat olamazdı. Yapılmadı. Yüreğim yanıyor. Eğer 2016 temmuzundan 2017 yılına kadar sivil anayasa yapılsaydı Türkiye örnek olurdu.
“BU ADIMLARI VAKTİNDE ATSAYDI KENDİSİNİ ALKIŞLARDIK”
Emin olunuz, Sayın Cumhurbaşkanı bütün bu teşebbüsleri vaktinde yapsaydı herhangi bir diyaloğa ihtiyaç duymadan liderlik edebilir biz de onu alkışlardık. Hiç tereddütsüz alkışlar sonuna kadar da destek verirdik. Ama olmadı onun üzerine Altılı Masa’da biz toplumsal barış platformu oluşturmaya çalıştık, beş sağ parti ile… CHP ile görüşüyoruz diye Sayın Karamollaoğlu ile hakaretlere muhatap olduk. Aşırı gidip ‘kafir’ diyecek ölçüde ‘onlarla nasıl bir araya gelirsiniz’ diyenler oldu. Yıllardır partimizle bayramlaşma bile yapmıyor iktidar.
“BAY DEMEYİN, ÖZGÜR BEY DEYİN”
Şimdi peki samimiyetin ölçüsü ne, takip edeceğiz. Adalet konusunda ne yapacak iktidar bakacağız. 9. Yargı Paketi içindeki mayınlar, etki ajanlığı ne olacak? Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayacak mısınız? Can Atalay…Kutuplaştırıcı söylem terk edilecek mi? Bakalım Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın dili ne kadar farklılaşacak? O malum şahıs denilen tabir kalkacak mı? İnsanlara ismiyle hitap edilecek mi? Özgür Bey’e Özgür Bey deyin, ‘bay’ bilmem kim demeyin. Çetelere karşı mücadele edecek misiniz? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmaya açacak mısınız?”
“NEDEN O YETİMİN BAŞININ OKŞANMASI İÇİN 1 BUÇUK YIL BEKLEDİ”
Davutoğlu, Sinan Ateş davasına ilişkin ise, “Hukuk mu, çeteler mi, dağ kanunu mu yargı kanunu mu? Bunlar tespit ediliyor Sinan Ateş davasında… Özgüveni yüksek gerçek bir Anadolu kadını Ayşe Ateş, beni ziyarete geldi hukukçu arkadaşlarımla birlikte kabul ettim. Bana sayın Cumhurbaşkanının kendisini davet geldiğini söyledi. O yetimlerin hukukunun hakkının aranması bizim boynumuzun borcudur. Herhalde sayın Cumhurbaşkanınınbir cevabı olmuştur. Niye o yetimin başının okşanması için 1,5 yıl beklendi ama cumhurbaşkanı 1,5 yıl beklerse bütün yargı ve emniyet makamlarına ‘ben bu konuyla ilgilenmiyorum siz bildiğiniz gibi yapabilirisiniz.’ Onlar da bildiği gibi yaptılar. Delilleri örttüler, Ayşe hanımın ifadelerini iddianameden çıkardılar. Ucu ülkü ocaklarına, MHP’ye gider diye Devlet Bahçeli onları tehdit etti. Hepsi yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı kaybolan Dicle kenarındaki bir kuzu değildi. Kaybolan Ankara sokaklarında hayatını kaybeden genç bir akademisyenin hayatıydı”